aldatılan erkeğin egosu ile ilgili bir yazı
Erkek egosu üzerine...Erkek için bir kadın üzerindeki iktidarını sarsacak en büyük felaket,o kadının başka bir erkeği seçmesidir.Enteresan olan,erkeğin o kadını seçip seçmediğinin önemi yoktur
Sıcak bir yaz akşamı ılık bir geceye dönüşürken, dostlarımla birlikte İstanbul'a tepeden bakan bir mekanın terasında akşam yemeğimizi yiyorduk.
Eşsiz manzara, iyi bir mönü ile birleşmiş, hepimizin keyfini yerine getirmişti.
Hemen yanımızdaki masada yemek yiyenler bitirip kalkınca, o masaya genç bir çift geldi ve oturdu. Bakışları sık sık tek bir noktaya kilitlenip kalan, dalgın bir delikanlı ile; dudaklarına götürdüğü sigarayı yakmak için çakmağı sigaranın ucuna denk getirmeye çalışırken, üç beş sigarasını da paketinden yerlere döken genç kız, yan masadaki yeni komşularımız olmuşlardı.
Aralarında bir gerginlik olduğu seziliyordu.
Esmer genç kızın aniden yükselen sesi, ister istemez hepimizin dikkatini bu çifte yöneltti.
"Yeter, yeter artık sorma diyorum sana daha ne anlatayım." Genç kız ağlıyordu. Birden bağırmaya başladı. "Evet, yattım, tamam mı yattım/'
Birbirlerinin yüzüne bakamıyorlar, fakat sıkı sıkı birbirlerinin ellerinden tutuyorlardı...
Gözyaşları, bağınşmalar ve kucaklaşmalar arasında gidip gelen, yüksek tansiyonlu tartışmanın sebebi ortaya çıkmıştı. Genç kız, delikanlıyı başka bir erkekle aldatmıştı. Sevgilisi genç delikanlı ise bu durum karşısında bir taraftan onu aşağılarken, diğer taraftan ona
sevgi göstermeye devam ediyordu.
NEVROTİK ERKEK
Yukarıda anlatılan sahne pek çoğunuza garip gelmiş olabilir. Olayın ortaya konuş şeklini ve çevredeki diğer insanlara (bizlere) verdiği rahatsızlığı bir tarafa koyarsanız, durumun beni pek de şaşırtmadığını söyleyebilirim. Nevrotik erkek egosu işte böyle çalışır.
Erkek aslında daima ve her durumda kendi iktidarının peşindedir. Sahip olduğunu bilmek ister. Diğer yandan herkese ve hepsine de sahip olmak ister. Onu tehdit eden en önemli rahatsızlık, daha önce sahip olduğu bir şey üzerindeki iktidar gücünü kaybetmesidir.
Erkek için, bir kadın üzerindeki iktidarını sarsacak en büyük felaket, o kadının başka bir erkeği seçmesidir. Enteresan olan, erkeğin o kadını seçip seçmediğinin önemi yoktur.
Kadın ilgi ve seçimini o erkeğin dışına kaydırdığında, erkek bunu tehdit olarak algılamaya başlar ve saldırganlaşma potansiyeli taşır. Her erkek kendi saldırganlığını farklı şekillerde ortaya koyacaktır.
Kültürü, alt yapısı ve statüsü, tepkisinin şeklinde farklılıklar yaratabilir. Sosyal olarak daha az gelişmişi, kadını vururken; daha gelişmiş olanı ilişkisini, her saniyesinde bir iğneleme ve aşağılamanın yer aldığı bir öç alma müessesesi haline getirebilir.
Erkek egosu enteresandır. Kadının arzulanır olduğunu bilirken ona kendisinin sahip olmasını bir ego tatmini olarak algılar. Buradaki tehlikeli sınır, kadının da bir başkasıyla ilgilenebilmesi halidir ki, bu kabul edilemez!
Kadının gidebileceğini bilmesi ama gitmeyeceğinden emin olması, erkeğin hem tutkusunun devam edeceği, hem de huzurlu olacağı neredeyse tek durumdur, ilişkilere bir baksanıza, huzur arttıkça, heyecan kayboluyor ama heyecanın yüksek kaldığı ilişkilerde ise pek huzur bulunmuyor.
Yazının başındaki olaya geri dönersek; bu ilişkinin bu çerçevede orta ve uzun vadeli devamını pek olası görmüyorum. Erkek, tekrar tekrar sevgilisine yaşadığı olayın detaylarını sorarak, kendi egosunu yaralamaya devam ediyor.
Yaşanılanlarla ilgili her detayı bilmek isteyerek, kızın kendi gözünde gittikçe daha fazla devalüe olmasına, aşağılanmasına gayret ediyor olur. Bu durumdaki erkekler, kadına sahip olamadıklarını hissettikçe, onun yaşadığı incitici olayın detaylarına sahip olmaya çalışırlar.
Sonunda da, kimi zaman ağlar ve yalvarır, kimi zaman öpüp koklar, kimi zaman da küfredip saldırırlar. Çoğunlukla da hepsini birden sırayla yaparlar.
Her ilişkinin her durumda kurtulabilme ihtimali vardır, yeter ki insanlar kendilerini eleştirebilme yetisini kaybetmesin. Hepinize iyi haftalar..