Artık solan bu gönlün solmayan gülü olarak yürek defterine kaydedileceksin.
Her tarafından hüzün damlayan bu yaşamın hayata dönük gülen yüzü olarak nakşedileceksin hafızalara…
Ömrünün ahirini de evvelini de kış olarak yaşayan bir sinenin sessiz çığlıklarında semada yankılanan hoş seda olarak yankılanacaksın.
Yürek devletimin başkentinde mis gibi kokular yayan papatyalar olarak derlenip mahzene indirileceksin.
Yaşanmışlıklar defterindeki sola doğru çevrilen geçmişte kalan bir sayfa olarak kalacaksın masamda, üzerine kilit üzerine kilit vurulmuş, bir daha hiç açılmayacak olan merdiven altını andıran kalp odacığımda saklı kalacaksın…..
Ben seni gerçekten çok sevmiştim, en çekilmez bunaltıcı sıcaklarda sen havuzunda serinlemiştim. Bana uzanan ellerinde hayatı yeniden yakalamıştım, çocukluk günlerimden bu yana hayalini kurduğum seni yanı başımda bulmuştum, huzurla dolmuştum, solan benzime renk olmuştun,canıma can, damarımda dolaşan kan olmuştun, iliklerime kadar seni solmuştum…
Nedense yabancılaşıverdi birden yüzün bana, gönlümde ve dilimde hep sen varken; bu sefer, senden bulamadığım yüz ve yüzünden düşen bin parçanın en uzağındaki ücra yeri kendime mesken seçmiştim.
Mutlu olduğumu sanma, mutlu olduğunu da sanmıyorum, hayatı çok zor soluyorum, vurulduğum ceylandan alınma gözlerinde; ki her sefer bana ilham kaynağı olan o gözlerinde bu sefer ayrılığı okuyorum, gözlerinin çoktan benle vedalaştığını fark ederek ellerimi ellerine uzatıyorum ve birde bakıyorum ki bana uzanan ellerinde ruhunun çoktan beri çekilmiş olduğunu, buz gibi teninle baş başa kaldığımı fark ediyorum…
Eskiden cennetim diye perdelerini aralayıp daldığım gözlerinin bu sefer ateş püsküren bir volkan gibi olan bakışlarına maruz kalıyorum, sana doğru koşturmaktan asla yorulmadan yoluma devam etme niyetindeyken, birden aklımın kalbime bir çelme takıp “peşinden koşturmakla,ağlamakla elde edilen sevgili her daim sırat gibi olur” diyen sesiyle irkilip ve bu tedirginlikle kendime çekiliyorum…
Sen var git mutlu olacağın yarınların şafaklarında yaşamın toz pembe yanı ol “hayatı hep kendi başıma yaşayacağım, özgürlüğümü hiç kimseye feda etmeyip doya doya yaşayacağım” masalına kendini inandırıp oyalan varsın ben burada solayım ve bir aşk zayiatı olarak vebal defterine işlenmiş olayım….
olsun be! canın sağ olsun,